Tag: necef

  • The Historical Arbaeen Walk and My Memories (1)

    The Historical Arbaeen Walk and My Memories (1)

    Holy Shrine of Imam Hossain in Iraq
    türbe ziyareti

    It was about 5-6 years ago. I was fortunate enough to participate in the historical arbaeen walk. The brutal and disproportionate war was still ongoing. Despite these conditions, we experienced the joy of visiting Allah’s holy servants.

    In Iraq, there are tombs of many holy and historical figures, especially the descendants of Prophet Muhammad. Upon entering Iraq, tents were set up. Those who couldn’t afford accommodation could stay in these free tents.

    Our group consisted of 3 buses. Due to the war conditions, we couldn’t go directly from Istanbul to Iraq. We had to enter through Iran. Iraq was devastated by the war and sanctions. Those who were well-off had left the country.

    Hospitality of the Iraqi People

    Despite the ongoing war in Iraq, our food and other needs were met by the local people. Not only us, but the basic services of 25-30 million visitors were provided free of charge. These free services were only valid for the visitation of Imam Hussein. Everything was complete for the visitation of another Islamic figure.

    There is a tragic story behind this. We first arrived in Najaf by bus. We were walking towards the tomb of Imam Ali. “Why” might be spread wrongly? Because among “pieces,” Allah’s visitation is more acceptable.

    An Englishman in Najaf, Iraq

    During the historical arbaeen walk, something caught my and my friends’ attention. A young man, around 20-25 years old with spastic disabilities, was participating in the walk like us.

    He was also collecting trash along the route to be helpful. Upon closer inspection, this young man looked exactly like an Englishman or American. He was fair-haired with blue eyes. That young man was living proof that people from all nations were present in these holy lands.

    An Unexpected Moment

    We continued our walk. Some young men were carrying banners. As far as I remember, after walking for about half an hour, we heard an explosion sound. We thought terrorists had detonated a bomb. We scattered in all directions. When we looked, an Iraqi young man was lying on the ground.

    It turned out that the metal tip of the banner had caught on the low-hanging electrical wires. Due to this, the Iraqi young man was martyred there. After this incident, the historical arbaeen walk continued with elegies and chest-beating. There was a huge crowd.

    They say that if your eyes fill with tears at the tomb, it means that your visit has been accepted by Allah. Thankfully, my eyes filled with tears at the tomb. While visiting those holy people, I thought about the pain they endured while fighting for knowledge, honor, and freedom. They were always subjected to the oppression of tyrannical rulers, and they were all martyred for this cause.

    We couldn’t stay long at the tomb of Imam Ali al-Naqi (AS) in the city of Samarra, Iraq. We had to look from a distance, pray, and leave quickly. That place was said to be the most dangerous. One of the biggest goals of the terrorists was to eliminate the traces and tombs left from Islam.

    Finally, we were back in the city of Najaf, where the tomb of Imam Ali is located. The final days were approaching. The 40th day of Imam Hussein’s martyrdom arrived, and a famous and unique walk, unparalleled in the world, began: the historical arbaeen walk. This was a kind of walk of rebellion against oppression.

    islamicmedcoms.com/the historical arbaeen walk and my memories(2)

  • Erbain Yürüyüşü ve Anılarım (2)

     Erbain Yürüyüşü , Irak türbe ziyaretlerinden sonra, İmam Hüseyin’in şehadet yıldönümünün 40’ıncı gününde düzenlenir.

    Bu yürüyüş bitmek, tükenmek bilmeyen düz bir yol da yapılır.  Bu kutsal organizasyon, Irak’ın kutsal kentleri, Necef ile Kerbela arasında olur.

    Bu Görkemli Yürüyüş Niçin Her Sene Yapılıyor?

    Zalim idareciler, insanlığın düşmanları her devir de vardır. Ve her zaman Allah’ın peygamberleri, 12 imam olmasa da zalim idarecilere karşı mücadele etmek gereklidir. Bu mücadele ruhu, Aşura merasimleri ve erbain yürüyüşüyle canlı tutulur.

    Allah tarafından hiç bir peygambere verilmeyen o ağır imtihana, eğer İmam Hüseyin katlanmasaydı, mücadele etmeyip geri çekilseydi, ondan sonra hiç kimse belki de böylesi zalimlere başkaldırma cesareti gösteremeyecekti.

    Her sene yapılan bu yürüyüş, Kerbela olayının unutulmamasını ve ezilen insanların cesaretine, umuduna güç vermesini sağladı.

    Geçmişte Neden Defalarca Erbain Yürüyüşü Engellendi?

    Bu kutsal yürüyüş bu gün bile çeşitli sebeplerle engellenmeye çalışılmakta. buna rağmen insanlar her türlü tehlikeyi göze alarak hem imamların türbesini ziyaret etmekte hem de bu kutsal yürüyüşe katılmaktadır. İnsanlık düşmanı zalim idareciler, çıkarları, iktidarları tehlikeye girebileceği korkusuyla bu yürüyüşe defalarca engel oldular.

    Dünyanın dört bir tarafından gelen İmam Hüseyin aşıkları, her sene artıyordu. Kerbela’da bulunduğumuz 2018 yılında, ziyaretçi sayısının 25–30 milyon olduğu söyleniyordu. O yürüyüşte ki hissedilen manevi atmosfer hiç bir kutsal mekan da yoktu. Herkeste Allah’ın sevgili kullarını ziyaret etmenin ve bu kutsal yürüyüşe katılabilmenin huzuru vardı.

    Yerli halk savaş koşullarına rağmen, yürüyüşe katılan İmam Hüseyin’in ziyaretçilerine ikramlar ve diğer hizmetler için elinden geleni yapıyordu. Her şey ücretsizdi. Yaptıklarına Allahın mutlaka mükafat vereceğine kalpten inanıyorlardı.

    Sonunda Erbain Yürüyüşü başladı.  Gençlerin ellerinin de sancakları, kimileri mersiyeler okuyor. Bizler de sinimize vurarak ilerliyorduk. Yol boyunca sağlı sollu yemekler, yemekler, masaj gibi diğer hizmetler bedavaydı. Hatta  bazıları çok ısrarcıydı. Çünkü böyle bir zaman da böyle bir yer de İmam Hüseyin ziyaretçilerine hizmet etmek, ikram etmek Allah katında çok sevaptı. Yol boyunca  tiyatro oynayanlar vardı. Kerbela olayını canlandırıyorlardı.

    Bu önemli yürüyüşe Vladimir Putin’in danışmanı Aleksandr Dugin ve önemli bir Hıristiyan din adamının da (adını hatırlayamadım) iştirak ettiğini görmüştüm. İnsanlıktan nasibini alan herkes İmam Hüseyin’e saygı ve sevgi beslemektedir. Çünkü İmam Hüseyin’in mücadelesi evrenseldir. Kendisini ve sevdiklerini tüm insanlığın geleceği için feda etmiştir.

     

  • Erbain Yürüyüşü ve Anılarım (3)

    Erbain Yürüyüşü ve Anılarım (3)

    İmam hüseynin şehadetinin her yıl dönümünün 40’ıncı gününde Erbain Yürüyüşü düzenlenir. Bu yürüyüş genel de Necef’le kerbela arasında yapılır.

    Adeta bir şehirden başka bir şehre gidiyorsunuz. Yol öyle uzun , düz bir yoldur. Ve her sene gittikçe artan bir ziyaretçi akınına uğrar.

    Erbain Yürüyüşü Ve Önemi

    İlk defa Irak, Kerbela’ya gittiğim de 25–30 milyon ziyaretçiden bahsediliyordu. Ve son gün de 25–30 milyon insan ufacık bir kasabaya doluyordu. Savaşa rağmen ehlibeyt mektebine bağlı Müslümanlar başta olmak üzere, dünyanın her tarafından insanlar Bu Yürüyüşe katılıyordu. Ben ilk defa iştirak ettiğim de o manevi havayı hissetmiştim.

    Gençlerin ellerin de sancaklar vardı. Ve bizler mersiyeler okuyarak, sinemizi döverek ilerliyorduk. Yol boyunca yemek, yiyecek ikramları ve masaj gibi bazı hizmetler yerli halk tarafından bedava veriliyordu. Misafirperver Irak halkı savaşa, yokluğa rağmen yiyeceğini paylaşıyordu. Bu ikram konusun da çok ısrar edenler de oluyordu. Çünkü İmam Hüseyin’in ziyaretçilerine ikram da bulunmanın ve hizmet etmenin çok büyük sevabı vardı. yol kenarların da bazen kerbela faciası ile ilgili tiyatro oyunları oluyordu. Erbain Yürüyüşü yapılırken, oynanan bu oyunlar, çok ilgi çekiciydi.

    Erbain Yürüyüşü Esnasın da Çektiğim Sıkıntılar

    Epey ilerledikten sonra bize sordular; ‘’yolun kalanını kimler arabayla gitmek ister?’’ Ben kararsızlık çekince yolun kalanını yürümek zorunda kalmıştım. Normal de yavaş yürüyen biri olduğum için herkesten geri kaldım. Sonradan gelenler beni hep geçtiler. Yaşlı değildim ama gençte değildim. Yürü yürü hiç bitmedi. Açıkçası yolun uzunluğu hakkın da bir bilgim yoktu. Hava karardı. Arapçam iyi olmadığı için derdimi kimseye anlatamıyorum. Telefonum Irak ‘a göre ayarlı da değildi. Bacaklarım da ağrılar başlamıştı. Gece 12’yi geçmiş, insanlar azalmış ve ben hala yürüyordum.

    Gerçi güvenlik açısından hiç bir korkum yoktu. Çünkü insanlar buraya Allah’ın rızasını kazanmak, onun en sevgili kulunu ziyaret için gelmişlerdi. İyi hatırlıyorum gece saat 12.30 gibi ben ancak bizim çadıra ulaşabilmiştim. Güzel bir ziyafet yapmışlardı. Benim için ayrılan yemek ise soğumuştu.

    Erbain Yürüyüşü bittikten sonra Türkiye’ye döndüğüm de bacağım da bir şey yoktu. Birkaç gün sonra ayağım da ufak bir burkulma ile bacağım sakatlandı ve ben aylarca sakat kaldım. Bunun için doktora gittim ama hiç bir ilacı kullanmadım. 3–4 ay sonra mucizevi bir şekilde iyileştim. Rabbim eskiden sağlam olan bacağımı bana geri vermişti. Savaşa rağmen bu kutsal organizasyona iştirak etmenin huzurunu Rabbim insan olan herkese nasip etsin.

  • Tarihi Erbain Yürüyüşü ve Anılarım (1)

    Tarihi Erbain Yürüyüşü ve Anılarım (1)

    Holy Shrine of Imam Hossain in Iraq
    türbe ziyareti

     Bundan 5-6 sene önceydi. Tarihi Erbain Yürüyüşü  yapmak bana da nasip oldu. Henüz acımasız, orantısız savaş devam ediyordu. Bu şartlara rağmen yine de Allah’ın kutsal kullarını ziyaret edebilmenin mutluluğu yaşıyorduk.  

     Irak’ta başta Hz. Muhammedin evlatları ve onun soyundan olan pek çok kutsal ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri vardır. Irak’a girdiğimiz yerde çadırlar kuruldu. İmkanı olmayanlar bu bedava çadırlarda konaklayabiliyorlardı.  

     Kafilemiz 3 adet otobüsten oluşuyordu. Savaş koşulları sebebiyle doğrudan İstanbul’dan Irak’a geçemedik. Önce İran’a sonra Irak’a girmek zorundaydık. Irak, savaş ve yaptırım şartlarından dolayı harabeye dönmüştü. Durumu iyi olanlar ülkeyi terk etmişti.  

     Irak Halkının Misafirperverliği 

     Savaşa rağmen, ziyaretçilerin yiyecek ve barınma  ihtiyaçları yerli halk tarafından karşılanıyordu. Sadece bize değil 25,30 milyon ziyaretçinin temel hizmetleri ücretsiz karşılanıyordu. Bu ücretsiz hizmetler sadece imam Hüseyin’in ziyaretçileri için geçerliydi. Yani bir başka İslam ülkesinde, türbe ziyareti yapanlar için böyle bir şey söz konusu değildi. Bunun böyle olmasının trajik bir hikayesi vardır. Otobüsle önce Necef’e geldik. Yürüyerek İmam Ali’nin türbesine doğru ilerledik. Böyle kutsal mekanlara, niçin hep yürüyerek gittik? Çünkü Allah bu şekilde, daha çok memnun kalır. Ufacıkta olsa, o kutsal şahsiyetlerin neler çektiğini anlamak mümkün. 

    Irak Necef te Bir İngiliz 

     Tarihi Erbain Yürüyüşü devam ederken, benim ve arkadaşlarımın gözüne bir şey takılır. 20,25 yaşlarında spastik özürlü bir genç bizim gibi göğsüne vuruyordu. O da faydalı olmak için yerde ki çöpleri topluyordu. Dikkatle bakınca bu gencin aynen İngiliz, Amerikan tipinde olduğu, belli oluyordu. Kumral, mavi gözlüydü. O genç, bu kutsal topraklar da taciz olaylarının da yaşandığını gösteren canlı bir kanıttı.  

     Beklenmedik Bir Olay 

     Yürüyüşümüze devam ettik. Bazı gençlerin elinde sancaklar vardı. Hatırladığım kadarıyla, yarım saat kadar yürüdükten sonra, bir patlama sesi duyduk. Teröristler bombayı patlattı zannettik. Sağa sola kaçıştık. Baktıktan sonra Iraklı bir genç yerde yatıyor. Meğer sancağın metal ucu alçak olan elektrik kablolarına takılmıştı. Bu nedenle Iraklı genç ora da şehit oldu. Bu olaydan sonra Tarihi Erbain Yürüyüşü mersiyelerle, göğse vurularak devam edildi. Orda mahşeri bir kalabalık vardı.  

     Eğer ki, gittiğiniz türbede gözünüz yaşla dolarsa, bu yaptığınız ziyaretin Allah tarafından kabul edildiği anlamına gelirmiş. Allaha teşekkür, türbede gözüm yaşla dolmuştu. O kutsal insanları ziyaret ederken, onların insanlığın onuru, özgürlüğü için mücadele ederken ne acılar çektiklerini düşündüler, Hep zalim idarecilerin zulmüne maruz kaldılar. Ve bu uğur da hepsi şehit oldular.  

    Irak’ın Samarra şehri ki Hz. Ali Naki’nin (AS) türbesinde fazla kalamadık. Sadece uzaktan bakıp dua edip aceleyle ayrılmak  zorundaydık. Zira orası en tehlikeli yermiş. Teröristlerin en büyük amaçlarından biri de İslam dan kalan izleri ve türbeleri ortadan kaldırmaktı.  

     Sonunda tekrar imam Ali’nin türbesi olan Necef şehrindeyiz. Ve artık son  günler yaklaştı. İmam Hüseyin’in şehadetinin 40’ıncı günü geldi. Ve ünlü ve gizlenen ve  dünya da eşi benzeri olmayan bir yürüyüş başladı. Tarihi Erbain Yürüyüşü , bu bir çeşit zulme başkaldırı yürüyüşüydü.