Tag: Meshed ve kom ziyareti

  • Meşhed Ve Kom Ziyareti

    Meşhed Ve Kom Ziyareti

    Holy Shrine of Imam Hossain in Iraq
    türbe ziyareti

     

    2014-2015 yıllarıydı. Kızımla beraber Meşhed ve Kom ziyareti yapmıştık. Bu bizim ilk türbe ziyaretimizdi. Kafilede ki diğer yolcular bizden daha tecrübeliydiler. 

     

    İmam Rıza’nın ziyaretine gitmeden önce, İmamın türbesini rüyamda görmüştüm. Rüyam da türbeye elimi değdiriyordum. Elimi sürdüğüm yer de 3 damla su vardı. Bu neydi acaba? Yoksa insanların elinin teri miydi? Türbenin başka yerinde böyle bir şey yoktu.

     

    İran’a gelip, Hz. Masumeyi ziyaret ettikten sonra, sıra İmam Rıza’ya gelmişti. Türbeyi ilk ziyaret ettiğim de, rüyamda gördüğüm haremin tıpatıp aynısı olduğunu gördüm. Ve ilginçtir ki, türbeyi dokunduğum tarafta bir damla su vardı. Diğer taraflara baktım böyle bir şey yoktu. Bunun anlamı ne olabilirdi ki? Belki de bu üzüntülerimin, sıkıntılarımın azalacağına işaretti. 

    Gerçekten de ziyaretten döndükten sonra bir çok üzüntülerimin azaldığını, işlerimin yoluna girdiğini gördüm. Gerek İranda ki, gerekse İran dışında ki, Şii müslümanlar, mukaddes türbe ziyaretlerine çok önem verirler. Meşhed ve Kom ziyareti de çok önem verilen bir çeşit dini ritüellerden biridir.

    Meşhed ve Kom ziyareti Yapmanın Mucizeleri

    Bazen sırf kendilerini iyi hissetmek için, bazen dertlerini, imam Rıza’ya,  Hz. Masume’ye dökmek için, bazen de şifa bulmak için bu mübarek insanları ziyaret ederler. Sanki canlıymış gibi onlarla konuşurlar, selam verirler, yardım isterler. Fizik ötesine inanmayanlar buna saçmalık diyebilir. Ancak en iyi doktorların, en iyi hastanelerin aciz kaldığı bazı hastalar buralar da şifa bulmuştur. Ve insanlar bu gerçekleri gözleriyle görmektedir. Buralar duaların kabul edildiği yerlerdir. Bu mukaddes mekanlar, öncelikle, eğitimli, liyakatli insanların uğrak yeridir.

    Türbe ziyaretlerine aşina olan bir kaç tanıdığım, bana daha gitmeden önce; bu uğur da yaptığın bütün harcamalar, sana misliyle geri dönecek demişlerdi. Birkaç yıl öncesine kadar, evim  de hediyelik eşya ( mozaik mumluk, lamba ) yapıp toptan satıyordum. Artan enflasyon, turistik yerlere yapılan saldırılar vb. sebeplerden işim birden durmuştu. Bir çok büyük şirketler bile kapanmıştı. İran’dan döndükten sonra eski müşterilerim bir bir beni arayıp ürün istemeye başladılar. İstedikleri kadar ürünleri hazırlayıp onlara verdim.

     Tur sahibi benden iki katı para almıştı. Kızımla beraber, 1200 euro ödemiştik. Halbuki 700 euro yeterliymiş. Gerçekten de yaptığım ödeme kadar para bana geri dönmüştü. Sonra işler bıçak gibi kesildi ve bir daha eskisi gibi olmadı. 

    Meşhed ve Kom ziyareti yapanlar, önce Kom da ki İmamın kardeşi olan Hz. Masumeyi ziyaret ederler. Çünkü 8. imam Rıza (A.S)’’ eğer beni ziyaret edecekseniz, önce kız kardeşim Hz. Masumeyi ziyaret etmelisiniz.’’ diye emir buyurmuşlardır. 

    Ben ve 16 yaşında ki kızım bu ziyaret kültürüne yabancıydık. Ehli sünnet mezhebine bağlı iken, Türkiye’deki bazı türbeleri ziyaret etmiştim. Sünni müslümanlar gibi, sadece Suudi Arabistan’daki hac ve umre ziyaretlerinin yapıldığını zannediyordum. İlk başta amacım, İran’a turistik ziyaret yapmaktı. Ancak türbe ziyaretlerine götüren bir rehberle karşılaşınca, bu mübarek şahısların haremine gitmeye karar verdim. 

    Kafiledekiler rahat bir şekil de Meşhed ve Kom ziyareti yapabilmek için türbeyi  geceleyin, geç vakitlerde ziyaret ediyorlardı. Benim uykum daha ağır olduğu için onlara, çoğu kere iştirak edemiyordum. Ve her gittiklerinde hüzünlenip, gözyaşı döküyorlarmış. Ben ise onlar gibi ağlayamıyordum. Çünkü Ehli Sünnet mezhebinden, Caferi mezhebine yeni geçmiştim. Ve imamların dramatik hayat hikayelerini detaylıca bilmiyordum. Bir din adamı; ‘’türbelerde ağlama mecburiyeti yoktur’’ demişti. 

    Restorantta Unutamadığım Bir Anı

    İran’a sıcak bir zaman da gitmiştik. Komdayken 5 gün öğrenci evinde kalmıştık. Meşhed de ise 5 gün otel de kaldık. Her yemekten sonra bize mutlaka kavun getiriyorlardı. Ağır İran kebabını yedikten sonra bile midemin rahatladığını hissediyordum. Halbuki Türkiye’de iken okuduğum ( Şifalı Bitkiler Ve Emraz ) kitapta; ‘’kavunu, karpuzu mutlaka aç karnına yemekten önce yiyin’’ yazıyordu. ‘’Böyle yaparsanız, kavun veya karpuz midenizi, bağırsaklarınızı temizler’’ yazıyordu. O dönem de İran’a 4 defa gidip gelmiş olan bir genç bayan; ‘’yemekten hemen önce kavun, karpuz yemek, felç yapar’’ demişti.

    Aman Allahım!! ben de eskiden beri sağlık için yemekten hemen önce kavunu veya karpuzu yemeye gayret ediyordum. Allah’a şükürler olsun ki rabbim bana çoğu kere böyle yemeyi  unutturuyordu. Kitabın yazarının adını unuttum fakat soyadı;  Pamuktu. Elbette ki Orhan Pamuk değildi. 

    Meşhed ve Kom ziyareti yaparken, dikkatimi çeken şeylerden biri de; eğer insanlar anlaşamayıp kavgaya tutuşsalar, hemen bir din adamını çağırırlardı. o da aralarını uzlaştırmaya çalışırdı. Eğer başarılı olamazsa, o zaman bir polis çağrılırdı. Orda, 10 gün boyunca 2 kavgaya şahit olmuştum. Bizim kafileden biri iki defa kavgaya sebep olmuştu. Birinde haksız, birinde haklı çıkmıştı.

    İran çok huzurlu bir ülkeydi. Özellikle Kom ve Meşhed gibi dindar kesimin yaşadığı yerler daha huzurluydu. 

    İran da herşey çok ucuzdu. Uzun yıllar süren acımasız ambargolar, yaptırımlar, İran parasının değerini bayağı düşürmüştü. Bu ambargolar, İran’ın, ezilen halklara maddi ve manevi destek olmasının bir sonucuydu. İran geçmişe göre çok daha güçlü. Ve esas gücünü, darbe yemiş ekonomisinden ziyade Meşhed ve Kom ziyareti yapan, imanlı halkından almaktadır.